Notice: Undefined index: HTTP_ACCEPT_LANGUAGE in /home/onkhaber/domains/onkhaber.com/public_html/section/header.php on line 8
ENGELSİZ YAŞAM | Merie CURİE | Köşe Yazıları | ÖNK HABER
Merie CURİE

ENGELSİZ YAŞAM

: 07-05-2024

Dünyanın yaklaşık olarak 156 ülkesinde Birleşmiş Milletler’ e göre 10-16 Mayıs Engelliler Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın kutlanmasındaki amaç; engelli bireylerin topluma kazandırılması, toplum içerisindeki farkındalığın artırtılması ve engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekerek çözümler üretilmesini sağlamaktır. 

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre engelli; ‘’normal bir kişinin yaşantısında bağımsız olarak yapması gereken işleri bedensel ve ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar’’ olarak tanımlamıştır.  Yine Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya üzerinde yaşayan insanların yüzde 15 inden fazlası yaşamını engelli bir birey olarak sürdürüyor. Unutulmamalıdır ki her insan engelli bir birey potansiyelindedir. İnsan olmanın, hayatın içerisinde olmanın bir parçasıdır engellilik.  

Ülkemizde sosyal devlet anlayışı gereği engelli bireylerin tüm yaşam hakları yasalar kapsamında korunmaktadır. Son yıllarda sosyal, ekonomik ve eğitim olarak engellilerin hayat şartlarında geçmişe göre daha büyük iyileştirmeler görülmektedir.  

Zihinsel, işitsel, görme ve bedensel engeli bulunan bireyler hala dünyanın bir yerlerinde okullarda, işyerlerinde, yaşam alanlarında izole edilmektedir. Bu insanlar dışlanarak hayatın içerisinde var olma mücadeleleri kırılmaktadır. Bu sebeple 10-16 Mayıs Engelliler Haftası kutlanarak bu bireylerin toplum içerisinde daha çok yer edinmesi, hatırlanması ve de topluma kazandırılması sağlanmaktadır. Ülkemizde de bu hafta kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlenerek eğitim, sağlık, iş hayatı gibi alanlarda fırsat eşitliği sağlama ve farklılıklara saygı gösterme eylemine dikkat çekilerek kutlanmaktadır. 

Engellilik; bireyin kendisi ve bakmakla yükümlü olan ailesi için yeterince zor bir durum ve uzun bir süreçtir. İnsan olarak bizlerinde bu bireylere karşı bazı görevleri vardır. Her alanda onların yaşamlarını kolaylaştırmak, toplum içerisinde kabul görmelerini sağlamak gibi.  

Dünya üzerinde yaşayan tüm engelli bireylerin önündeki engellerin kaldırılması, kendilerinin ve ailelerinin daha iyi şartlarda yaşaması temennimizdir. Tüm engelli bireylerin 10-16 Mayıs engelliler haftasını kutlarım. 



 


OTİZM

İlk olarak 1943’te çocuk psikiyatristi Leo Kanner tarafından ortaya atılan otizm kelimesinin sözlük anlamı; içe yönelikliktir. Kanner, bu çocukların sosyal iletişim kurmak yerine kendi kendilerine yönelmelerini gündeme almıştır. Otizm; doğuştan gelen ya da ilk 3 yaş içerisinde ortaya çıkan, bireyin sosyal ve iletişim becerilerini olumsuz etkileyen nörogelişimsel bir farklılıktır. Hayat boyu devam eden, sosyal ilişkiler kurma ve devam ettirmede olumsuzluklar oluşturan bir çocukluk çağı hastalığıdır.

Otizm, beynin birçok bölgesini olumsuz olarak etkilemekte fakat bu etkilerin nasıl oluştuğu çok net değildir. Kalıtımsal kökenli olduğu varsayılmakla beraber kalıtımsallığındaki karmaşıklık anlaşılamamıştır. Otizmin temelindeki problemin çoklu gen etkileşiminden mi yoksa nadir görülen gen mutasyonundan olduğu bilinmemektedir. 

Otizmin belirtileri arasında; sınırlı göz teması, sosyal etkileşimde kısıtlılıklar, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranışlar, ekolali, kısıtlı ilgi alanları gibi birçok belirtileri var. Diğer belirtiler ise; ismine dönmeme, komut almama, dönen nesnelere gerektiğinden fazla odaklanma, rutine aşırı bağlılık, tekrarlayıcı motor tepkiler.

Ebeveynler, genellikler çocukluğun ilk 2 yılında belirtileri fark ederler. Ailenin bir çocuk psikiyatristine başvurmasıyla doktor tarafından uygulanan tanı testleri, aileden edinilen bilgiler ve çocuğun gözlenmesi ile tanı konur. 2023 hastane araştırma verilerine göre her 36 çocuktan 1 inde otizm görülmektedir. Erkeklerde görülme oranı kızlara nazaran 4 kat daha fazladır. 

Erken tanı ile müdahale etmek çok önemlidir. Otizmi tamamen ortadan kaldıracak bir ilaç veya tedavi yöntemi yoktur. Fakat erken müdahale ile problemlerin önüne geçilip problemde azalma ve uyum sağlamada ilerleme görülebilir. Örneğin kendi kendine yemek yemeyi, Öz bakım becerilerinin bir kısmını gerçekleştirmeyi, konuşmayı öğrenebilirler. Dil ve konuşma terapisi, duyu bütünleme, özel eğitim dersleri, oyun temelli eğitimler en yaygın tedavi yollarıdır. Özel eğitime erken yaşta başlanması çocuğun bağımsız hale gelmesinde büyük önem taşır. 


 

Yazının Devamı
Copyright © 2024 Tüm Hakları Saklıdır. Başarım Ajans - Haber Yazımı Web Tasarım Sosyal Medya Yönetimi Reklam Yönetimi