Türkiye'nin son 1 ayını (Kasım 2025) kapsayan veriler incelendiğinde, savunma sanayimizin artık sadece platform üretmediği; aynı zamanda bu platformları yapay zeka destekli, otonom ve akıllı mühimmatlarla donatarak "tam bağımsız" bir ekosistem kurduğu görülüyor.
Bu makalede, sadece Bayraktar TB2'nin efsanevi başarısını değil, aynı zamanda Bayraktar KIZILELMA'nın Kasım 2025'te gerçekleştirdiği ve dünya harp tarihinde bir ilk olan "insansız hava-hava muharebesi" testini, Bayraktar TB3'ün TCG Anadolu üzerindeki kusursuz operasyonlarını ve savunma sanayii ihracatımızın kırdığı rekorları detaylıca ele alacağız. Özellikle Bayraktar TB2 anahtar kelimesi, bu dönüşümün hem başlangıç noktası hem de en güçlü markası olarak karşımıza çıkıyor.
Kasım 2025 verilerine göre, Türk savunma ve havacılık sektörü ihracatı aylık bazda 637 milyon doları aşarak, yıllık bazda 7 milyar dolar hedefine emin adımlarla ilerliyor. Bu rakamlar, Türkiye'nin sadece bölgesel değil, küresel bir savunma tedarikçisi olduğunu kanıtlıyor. Baykar ile İtalyan devi Leonardo arasında gündeme gelen stratejik ortaklıklar ve ASELSAN'ın yeni nesil AESA radarlarıyla donatılan SİHA'larımız, teknolojinin sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Gelin, bu teknolojik devrimin teknik detaylarına, kullanım alanlarına ve geleceği nasıl şekillendirdiğine yakından bakalım.
Bayraktar TB2, Baykar tarafından geliştirilen, taktik sınıfta yer alan ancak operasyonel başarısıyla stratejik etki yaratan, orta irtifa uzun havada kalış (MALE) sınıfı bir Silahlı İnsansız Hava Aracıdır (SİHA). Ancak Kasım 2025 itibarıyla bu tanım, platformun yeteneklerini anlatmakta yetersiz kalmaktadır. Artık o, sadece bir SİHA değil, aynı zamanda otonom yetenekleri sürekli güncellenen akıllı bir uçan robottur.
Kullanım Alanları ve Güncel Gelişmeler:
Bayraktar TB2, terörle mücadeleden sınır güvenliğine, afet yönetiminden konvansiyonel harbe kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Ancak Kasım 2025'te yapılan son güncellemelerle, kullanım konsepti daha da genişlemiştir:
Bu platform, sadece Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından değil, NATO üyeleri (Polonya, Romanya) dahil olmak üzere 30'dan fazla ülke tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. "Türk modeli SİHA harbi" literatüre girmiş ve Bayraktar TB2, asimetrik savaşın dengesini değiştiren en maliyet-etkin çözüm olarak kabul edilmiştir.
Türk savunma sanayiinin geldiği noktayı anlamak için Bayraktar TB2 ve onun izinden giden KIZILELMA ve TB3'ün teknik özelliklerine bakmak gerekir. Kasım 2025 verileri ışığında, bu platformlar artık sadece birer uçak değil, uçan birer bilgisayar haline gelmiştir.
Bayraktar TB2 Teknik Özellikler (Güncel Konfigürasyon):
Kasım 2025'in Yıldızı: Bayraktar KIZILELMA Teknik Sıçraması
Bu ayın en çarpıcı gelişmesi şüphesiz KIZILELMA'dan geldi. Teknik olarak bir SİHA'dan çok, 6. nesil savaş uçağı prototipi olan KIZILELMA, şu özellikleriyle öne çıktı:
Teknik Karşılaştırma Tablosu:
Türk savunma sanayiinin dönüşümü, sadece Bayraktar TB2 üretmekle sınırlı kalmamış, tüm tedarik zincirini ve kullanım doktrinlerini değiştirmiştir. "Nasıl değiştirilir" sorusu burada fiziksel bir parça değişiminden ziyade, zihniyet ve strateji değişimini ifade eder.
Hangi Alanlarda Kullanılır?
Savunma Sanayii Nasıl Değiştirilir? (Yerlileşme Hamlesi)
Türkiye, bu araçların kritik alt sistemlerini (motor, kamera, mühimmat) dışarıdan almayı bırakıp yerlileştirerek "ambargo bağışıklığı" kazanmıştır.
Bu dönüşüm süreci, "hazır alım" modelinden "tasarla-geliştir-üret-ihraç et" modeline geçişin en somut örneğidir.
Kasım 2025 gündemine damga vuran gelişmeler ışığında, kullanıcıların en çok merak ettiği 5 soruyu yanıtladık.
1. KIZILELMA'nın jet hedefini vurması neden bu kadar önemli?
Kasım 2025'te gerçekleşen bu test, dünya havacılık tarihinde bir dönüm noktasıdır. Şimdiye kadar SİHA'lar genellikle yerdeki tankları veya sığınakları vurmak için tasarlanmıştı. KIZILELMA'nın havadaki hareketli bir jeti vurması, artık insansız uçakların, insanlı savaş uçaklarıyla (F-16, Rafale, F-35) it dalaşı (dogfight) yapabileceğini kanıtladı. Bu, Türkiye'nin hava savunmasında sadece insanlı uçaklara bağımlı kalmayacağını, insansız savaşçılarla gökyüzünü koruyacağını gösteriyor. ASELSAN MURAD radarı sayesinde hedefi çok uzaktan tespit edip, yerli Gökdoğan veya Bozdoğan füzeleriyle imha etmesi, tam bağımsız hava gücü demektir.
2. Bayraktar TB3, TCG Anadolu gemisine nasıl inip kalkıyor?
Bayraktar TB3, dünyada kısa pistli bir gemiden (LHD) mancınık veya yakalama kancası gibi karmaşık sistemlere ihtiyaç duymadan inip kalkabilen ilk SİHA oldu. Kasım 2025'teki testlerde, TCG Anadolu seyir halindeyken, TB3 kendi motor gücü ve özel frenleme sistemiyle güverteye "kondu". Özel tasarlanan katlanır kanat yapısı sayesinde gemi hangarlarında az yer kaplıyor. Bu yetenek, Türkiye'yi okyanuslarda hava gücü bulundurabilen sayılı ülkeler arasına sokuyor.
3. Bayraktar TB2 hala etkili mi, yoksa teknolojisi eskidi mi?
Bazı eleştirilerin aksine, Bayraktar TB2 sürekli güncellenen yazılımı ve donanımıyla hala sınıfının en etkilisi. Kasım 2025'te yapılan "Otonom Viril Kurtarma" testi, platformun aerodinamik ve yazılımsal sınırlarının ne kadar geniş olduğunu gösterdi. Maliyet/performans oranı o kadar yüksek ki, birçok ülke pahalı jetler yerine filolarca TB2 almayı tercih ediyor. Ayrıca SATCOM (Uydu Kontrol) entegrasyonu ile menzili sınırsız hale getirildi. Yani TB2 eskimiyor, aksine olgunlaşıyor ve yeni yetenekler kazanıyor.
4. Türkiye savunma sanayii ihracatında 2025 hedefi nedir?
2025 yılı Kasım ayı verilerine göre, savunma ve havacılık ihracatı son 12 ayda 7.4 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Yıl sonu hedefi ise 7 milyar dolar barajını kalıcı olarak aşmak. Sadece SİHA değil; zırhlı araçlar, deniz platformları, mühimmat ve elektronik harp sistemleri de ihraç ediliyor. İhracatın kilogram başına değeri (özellikle SİHA'larda 10.000 dolar üzeri) Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Bu durum, ekonomiye yüksek katma değer olarak geri dönüyor.
5. Leonardo ile yapılan ortaklık ne anlama geliyor?
Baykar'ın İtalyan savunma devi Leonardo ile görüştüğü ve stratejik iş birliği yaptığı haberleri, Türk SİHA'larının Avrupa pazarındaki yerini sağlamlaştırıyor. Bu ortaklık, NATO standartlarında üretim, ortak geliştirme ve Avrupa hava sahasına entegrasyon açısından kritik. Türkiye artık sadece "müşteri" değil, Avrupa'nın teknoloji devleriyle masaya oturan bir "ortak" konumunda. Bu, Türk savunma sanayiinin Batı pazarındaki prestijini ve kabul edilebilirliğini zirveye taşıyor.
Bayraktar TB2'yi rakipleriyle kıyasladığımızda, neden pazar lideri olduğu netleşiyor.
Neden dünya orduları ısrarla Bayraktar TB2 ve Türk savunma ürünlerini tercih ediyor?
Kasım 2025, Türk savunma sanayii için sıradan bir ay değil, bir dönüm noktası oldu. Bayraktar TB2'nin mirası üzerinde yükselen KIZILELMA ve TB3, Türkiye'nin gökyüzündeki egemenliğini perçinledi. İhracat rekorları, teknolojik ilkler ve stratejik ortaklıklar, bu başarının tesadüf olmadığını, planlı bir "Milli Teknoloji Hamlesi"nin sonucu olduğunu gösteriyor. Artık gökyüzünde başkalarının izlerini değil, kendi imzamızı izliyoruz. Bu dönüşüm, sadece bir sanayi başarısı değil, aynı zamanda jeopolitik bir bağımsızlık bildirgesidir.
Geleceğin teknolojilerini bugünden yakalamak ve savunma sanayiindeki devrimden haberdar olmak için bültenimize abone olun, gökyüzündeki gözünüz olalım!
Muhabir : İrfan Üstün